Çocukluk döneminde birçok baş ağrısı şikayetinin tanısı konulamaz. Çocuklar genellikle ebeveynlerinin verdiği ağrı kesici etkisi olan ilaçlar işe yaramayınca veya bu tarz baş ağrısı şikayetleri günlük hayatını etkileyince bir doktora götürülüler.
Aileler sıklıkla bu baş ağrılarını “Herkesin başı ağrımıyor mu?” ya da “Okul veya günlük hayatlarındaki görevleri yapmamak için bahane olarak baş ağrısını kullanıyor” şeklinde yorumlarlar. Migren, aslında erken yaşlarda başlar fakat tanısı erişkin yaşlarda konulur.
Okul dönemindeki çocuklarda baş ağrısının görülme oranının %5, 9 ile %82 arasında değiştiği gözlemlenmektedir. Genellikle çocukluk döneminde gelişen baş ağrılarının en sık nedeni olarak viral ya da bakteriyel enfeksiyon hastalıkları görülüyor. Bu durum enfeksiyonel hastalıkların iyileşmesi ile geçen bir baş ağrısıdır.
Çocukluk döneminde sık karşılaşılan baş ağrıları; primer (birincil) yani gerilim tipi baş ağrısı ve migren olarak bilinmektedir. Primer (birincil) baş ağrılarında çocuklar genellikle ağrının kafatasının ön kısmında yerleştiğini belirtirler. Çocukluk döneminde başın arka kısmına yerleşen baş ağrısında ise aileler mutlaka tıbbi yardım istemelidirler.
Çocuk Migreni Erişkin Migreninden Farklı Mı?
Çocukluk çağında migren, erişkin hastaların migrenine göre daha kısadır ve ataklıdır. Çocukluk döneminde baş ağrısının yerleşimi genellikle alında ve iki yanlıdır. Zonklayıcı ya da basınç hissi şeklindeki baş ağrısı, bulantı, kusma, ışık ve sesten rahatsız olma gibi belirtiler ağrıya eşlik edebilir.
Çocuğun günlük yaşamını etkileyecek şiddette olan baş ağrısı, bazen kendini ifade edemeyen çocuğun odasına çekilip uyumasına ya da hırçınlaşmasına yol açabilir. Çocuklarda migren ataklarının süresi iki saat veya daha kısa süreli olabilir.
Okul çocuğu döneminde migrene erkek çocuklarında daha sık rastlanır. Fakat ergenlik dönemi ile birlikte hormonal değişikliklerin devreye girmesi ile kız çocuklarında migren görülme sıklığı erkekleri geçer.
Çocuklarda Gerilim Tip Baş Ağrısı Olur Mu?
Çocukluk çağında gerilim tip baş ağrısı sık rastlanan bir ağrı tipidir. Bu baş ağrısında çocuk iki yanlı basınç, ağırlık hissi şeklinde bir ağrıdan yakınır. Migren kadar şiddetli olmayan ağrı, sıklıkla çocuğun gün içindeki aktivitesini etkilemez.
Tedavi Yöntemleri
Çocuklarda Migren Ağrısı Tedavisi
Aralıklı (epizodik) gerilim tip baş ağrısı olan çocukların öyküsünde sıklıkla stresli bir durumdan, okula gitmekten kaçınma söz konusu olabilir. Süreğen (kronik) gerilim tip baş ağrısı olan çocuklarda stresli yaşam olayları, boşanma, okulda bullying (kabadayılık, zorbalık), fiziksel şiddet ve istismar akılda tutularak nörolog tarafından mutlaka sorgulanmalıdır.
Çocukluk Dönemi Baş Ağrıları
Çocukluk dönemi baş ağrısı çok sık rastlanan bir yakınmadır. Çocukluk dönemi baş ağrısı çocukluk döneminde genelde anne-babalarda kaygı yaratsa da bu baş ağrılarının çoğunluğu migren gibi tehlikeli olmayan hastalıklara bağlıdır. Yapılan çalışmalarda ilkokul çocuklarının yaklaşık yarıya yakınında zaman zaman baş ağrısı yakınması olduğu görülmüştür. Bu oran ergenlik döneminde daha da artmaktadır. Migren tipi baş ağrıları ilkokul döneminde başlayabilir ve sıklığı ergenliğe doğru artar. Yapılan çalışmalarda ergenlerde migren sıklığının %20 civarı olduğu bulunmuştur.
Çocukluk Dönemi Baş Ağrılarının Sebepleri Nelerdir?
Çocukluk dönemi baş ağrısı nedenlerinden en sık görülen sebep migrendir. Migren ağrıları çocuklarda genelde başın her iki tarafında olur ve çocuklar ağrının tam yerini göstermekte zorluk yaşar. Ağrı öncesinde aura denilen ve genelde görme ile ilgili yakınmalar olabilir. Çocukluk dönemi baş ağrısı genelde çocuklarda migren ağrıları erişkinlerden daha kısa sürer ve genelde dört saatten kısa sürelidir. Ağrı sırasında bulantı, kusma, ışıktan ve sesten rahatsız olma, çok idrara çıkma gibi belirtiler eşlik edebilir. Gerilim tipi baş ağrısı da çocuklarda görülen bir ağrı nedenidir. Bu tip ağrı başın etrafını bant şeklinde sarma hissi yaratır. Stres ve sıkıntı ile tetiklenmesi tipiktir. Çocuklarda ayrıca üst solunum yolu enfeksiyonları sırasında baş ağrısı görülebilir. Böyle durumlarda burun akıntısı ve öksürük gibi belirtiler de baş ağrısına eşlik eder. Çocukluk dönemi baş ağrısı sebeplerinin en önemli olanı bunlardır.
Bu Tip Baş Ağrıları Hastalık Habercisi Olabilir Mi?
Çocukluk dönemi baş ağrısı içerisinde en çok korkulan nedenleri beyin tümörleri ve menenjit gibi enfeksiyonlardır. Çocukluk dönemi baş ağrısında ağrı yeni başlamışsa, özellikle ense kısmında ve şiddetli ise, şiddeti giderek artıyorsa, hapşırma, öksürme ve ıkınma ile şiddeti artıyorsa, ağrıya şiddetli kusma ve ateş eşlik ediyorsa acil doktora başvurmak gerekir. Yine travma sonrası başlayan baş ağrıların acil doktora gitmek gerekir. Böyle durumlarda genellikle beyin görüntülemesi (tomografi veya MR) yapılır.
Bu Baş Ağrılarının Tedavisi Var Mıdır?
Çocukluk dönemi baş ağrısı içerisinde görülen migren ve diğer baş ağrılarının tedavisi vardır. Baş ağrısının geçirilmesi ve ağrı atağının durdurulması için ağrı kesiciler kullanılabilir. Ağrı her gün oluyorsa veya yaşam kalitesini engelleyecek sıklıktaysa günlük kullanılan atak önleyici ilaçlar tercih edilebilir. Ancak çocukluk çağı baş ağrılarında yaşam tarzı değişiklikleri ve beslenme daha önemlidir. Özellikle migrenli çocuklarda uyku düzenine dikkat edilmelidir. Açık havada düzenli egzersiz yapmak, dengeli beslenmek, hazır gıdalardan kaçınmak da baş ağrılarını azaltıcı etkiye sahiptir. Ayrıca bazı çocuklarda baş ağrıları belirli gıdalarla tetiklenebilir. Bu tip gıdalar varsa kullanılmaması baş ağrısını durdurabilir. Stresle ilişkili baş ağrısı çeken çocuklarda psikolojik tedaviler, biyogeribildirim gibi gevşeme yöntemleri de alternatif tedaviler olarak kullanılabilir.
Çocukluk dönemi baş ağrısı, çocukluk döneminde oldukça sık görülen yakınmalardandır. Ağrının sık olması çocuğun hayat kalitesini etkileyebilir, ayrıca ders başarısında da düşmeler görülebilir. Çocukluk dönemi baş ağrısı, çocukluk çağı baş ağrılarında genelde biyolojik, psikolojik ve ailesel birçok faktör rol oynar. Bu nedenle sıklıkla farklı disiplinden uzmanların işbirliği gerekebilir. Yeni başlayan, şiddetli, ateş ve bulantı-kusmaların eşlik ettiği ağrılarda hemen doktora başvurulması gerekir. Baş ağrılarına karşı etkili ilaçlar bulunmasına karşın çocukların çoğunda egzersiz, beslenme ve uyku gibi faktörlere dikkat edilmesi ağrıları geçirir.
Baş ağrısı çocukluk çağında ve ergenlerde sık karşılaşılan bir yakınmadır. Baş ağrısı aslında bir hastalık değil bir bulgudur. Ayrıntılı öykü, muayene ve gerektiğinde yardımcı laboratuar yöntemleriyle altta yatan neden veya nedenlerin bulunması oldukça önemlidir. Baş ağrısına neden olabilecek çok sayıda neden bulunmaktadır. Sinüzit, orta kulak iltihabı, farenjit, beyin zarı iltihabı olarak bilinen menenjit gibi enfeksiyon hastalıkları, yüksek tansiyon, kan şekeri düşüklüğü, depresyon, stres, kafa içi kanamaları ya da kafa içinde yer kaplayan tümör ve kistler nedenler arasında sayılabilmektedir. Çocuğun yaşı ne kadar küçükse altta yatan nedenin ciddi olma olasılığı o kadar yüksektir.
İlk defa ve şiddetli tariflenen, uykudan uyandıran, sabah erkenden ortaya çıkan, sabah kusmalarının, kişilik, davranış ve bilinç değişikliği, görme bozuklukları, nöbet geçirme gibi nörolojik bulguların eşlik ettiği, şiddet ve karakterinde değişiklik olan, uzun süredir devam eden baş ağrıları uyarıcı olmalı ve altta yatan nedenler mutlaka araştırılmalıdır.
On yaşından küçük çocuklarda tekrarlayan baş ağrılarının büyük bir çoğunluğu migrendir. Migren, baş ağrısından öte bir durumdur!
Migren, tekrarlayıcı orta-ağır şiddette baş ağrısı atakları ve buna eşlik eden kusma, bulantı gibi başka belirtilerle kendini gösteren, sık rastlanan ve kişinin günlük aktivitesini olumsuz etkileyen, yaşam kalitesini azaltan kronik bir nörolojik hastalıktır.
Çocukluk çağı migren baş ağrılarında genel bilinenin aksine ağrı sadece başın bir tarafında olmayabilir. Hatta çoğunlukla iki taraflıdır. Ağrı zonklayıcı olarak tanımlanır. Genellikle çocukların yapmaktan keyif aldığı faaliyetlerden uzak kalmaya neden olacak şekilde şiddetlidir. Işıktan ve sesten rahatsız olurlar. Renkli ve kesik çizgiler görme, şimşek çakması gibi gözde çeşitli duyumsamalar olabilir. Bulantı kusma sıktır. Yatma ve uyuma ihtiyacı vardır.
Gerilim,stres, hafif kafa travmaları, sıcak ve nemli ortamlar, aşırı gürültülü çevre, parlak ışıklar, sabahları geç kalkma, uykusuzluk, oksijen azlığı ile giden yüksek yerlerde bulunmak, genç kızlarda adet dönemi, salam, sosis, turşu, yağlı kızarmış besinler, çikolata, aşırı karbonhidrat alımı, katkı maddesi içeren gıdaların tüketimi migren baş ağrısını tetikleyebilir.
Bu faktörler farkedilebilir ve ortadan kaldırılabilirse migren tamamen düzelmese bile şikayetlerin sık ortaya çıkması engellenebilir.
Migren tedavisinde esas olan hastalığın oluşma şeklinin anlaşılması, tetikleyen faktörlerin ortaya çıkarılması ve tetikleyici faktörlerden mümkün olduğunca uzak durulmasıdır. Düzenli beslenme, öğün atlanmaması, yeterli uyku, uygunsuz, aşırı ağrı kesici kullanımının engellenmesi, stresten uzaklaşma, düzenli egzersiz, boş vakitlerini uygun şekilde düzenlemek, bol sıvı alımı, kafein ve karbonhidrat tüketiminin azaltılması oldukça önemlidir.
Baş ağrıları sırasında herhangi bir ağrı kesici alımı ve dinlenme en kolay tedavi yöntemidir. Özellikle kısa bir uykudan sonra hastalar kendini rahatlamış hissedebilir. Eğer bulantı kusma şikayeti yoğun ise buna yönelik özel tedavi faydalı olabilir. Kişinin günlük aktivitesini etkileyen, şiddetli ve sık tekrarlayan migren atakları varlığında koruyucu tedavi olarak bilinen ve her gün alınarak ağrıların sıklığının azalmasını sağlayabilecek ilaçlar uzman önerisi alınarak kullanılabilmektedir.
Çok çeşitli nedenler çocuklarda başağrısına yolaçabilir. Bunlar içinde en sık görülenler sinüzit, grip,bademcik ve kulak iltihabı gibi enfeksiyonlar ve ateşli durumlardır. Görme bozuklukları, diş sorunları, uyku problemleri, çene eklemi bozuklukları, yüksek tansiyon da sıkça rastlanılan etmenlerdir. Hormonal değişiklikler, kızlarda adet kanamaları, stres, depresyon, okul, aile ve arkadaşlarla ilişkilerde yaşanan sorunlar gibi psikolojik faktörler, yeni boyanmış duvar, hava kirliliği, gürültü, bazı besinler (çikolata, kolalı içecekler, kafein, sosis tarzı yiyecekler vb), açlık gibi çevresel faktörler de çocuklarda başağrısına yolaçabilir. Ayrıca menenjit, beyin iltihabı, beyin apsesi gibi ağır enfeksiyon durumları, epilepsi (sara hastalığı), beyin tümörleri ve beyinde anevrizma (damar baloncuğu) gibi problemler daha seyrek olarak görülen ancak ciddi sorunlara yolaçabilen başağrısı nedenleridir.
Başağrısı yakınması olan bir çocuğun öncelikle hekim tarafından klinik olarak değerlendirilmesi (öykü alınması, sistemik ve nörolojik muayene yapılması) gereklidir. Her hasta için mutlaka tetkik yapılması şart değildir. Öykü ve muayene sonucunda hekim beyin tomografisi, beyin manyetik rezonans görüntüleme, elektroensefalografi gibi testlerin yapılmasına gerek duyabilir. Küçük yaşlardaki çocuklara (genelde önerilen altı yaş altı) beyin görüntüleme yöntemi yapılması şarttır. Ayrıca bazı hastalarda kan tetkikleri, göz ve diş hekimi muayenesi gerekebilir.
Bazı çocuklar altta yatan nedene bağlı olarak tek seferlik veya seyrek başağrıları yaşarken diğerlerinde belli peryotlarda yinelenen veya sürekli olan başağrıları görülebilir. Tekrarlayıcı başağrılarının en sık nedeni migren ve gerilim tipi başağrılarıdır. Tarafımızdan yapılmış ve yayınlanmış bir çalışmada (Çocukluk çağı başağrılarının prospektif değerlendirilmesi. ), çocuklarda tekrarlayıcı başağrısı nedenleri incelendiğinde ilk iki sırayı migren ve gerilim tipi başağrısı almakta, bu nedenleri sinüzit ve epilepsi izlemektedir. Ayrıca tekrarlayıcı ve özellikle sürekli olan başağrılarında beyin tümörlerinin ve kafa içi basıncını arttıran diğer nedenlerin mutlaka ekarte edilmesi gerekmektedir.
Öncelikle altta yatan ve başağrısına neden olan durum bulunup ortadan kaldırmak amaçlanır. Çocuk veya ebeveyn tarafından tutulan bir başağrısı güncesi bu nedenleri aydınlatmada oldukça yararlıdır. Güncede tarih, ağrıyı başlatan şey, ağrının geliş zamanı, tipi, nerede olduğu, şiddeti, süresi, nasıl geçtiği ve hastanın okulunu, ders veya aktivitelerini engelleyip engellemediği, ağrı kesici kullanıp kullanmadığı gibi bilgiler yer almalıdır. Başağrısı nedeni ortadan kaldırılabilirse sorun genellikle çözülür. Bazı hastalara ise hekim tarafından analjezik türü veya farklı türden ilaçlara başlanılması önerilebilir. Bazen, ağrı kesicilerin sık kullanılması da başağrısını tetikleyebileceği için tedavinin hekim gözetiminde yapılması gerek